Hakikatin İki YüzüHz.Şems sempozyumuna “Neler öğreneceğim acaba ?”diyerek giderken, Hz.Şems’i ve Hz.Mevlana’yı görebileceğim benim şu aciz aklımın köşesinden bile geçmiyordu. Cemalnur Hocamın konuşmasının bitişinden sonra, konuşmacılara şiltlerin verilişi esnasında perdeler kalktı, hakikat yüz gösterdi. Gördüm ki Hz.Şems ve Hz.Mevlana yüzyıllar önce yaşamış iki bedenden ibaret değil. İsimleri ve cisimleri değişse de dünya onlardan hiç bir devirde mahrum bırakılmamış. Sahnede hocam var, diğer konuşmacılarla birlikte. Şiltler takdim ediliyor. Şiltleri veren, hocamın ve hepimizin annesi Meşkure Anne. Bir konuşmacı olarak şilt alma sırası hocama geldiğinde görevliler “hocam istemiyor” diyorlar yavaşca.. Devir icabı her an gözler önünde olsa da Hz.Şems misali gizlenmek istiyor gibi boynunu büküyor hocam. Meşkure Anne vermekte israr ediyor ve şilt getiriliyor. Şiltler tac-ı Şerif şeklinde. Hocam, annesinin, daha doğrusu hocasının elinden şilti alıyor, birbirlerine sarılıyorlar, öyle bir sarılış ki ortada tek bir kişi var artık. Sonra Meşkure Anne ellerini havaya kaldırarak “Bütün haklarım helal olsun” diyor evladına-öğrencisine. İşte o an, zaman duruyor mu geri mi sarıyor bilemiyorum. Yok yok “mutlak zaman” tecelli ediyor “el an kemakân”. Göz yaşlarım akmaya başlıyor. Akan göz yaşlarım mı, hakikat karşısında eriyen gönlüm mü onu da bilemiyorum! |