Hakkında Geri

Cemalnur Sargut’tan Öğretici Hikayeler

Hafta sonu, Oxford’da İbn Arabi Sempozyum’unda Cemalnur Sargut’un bir konuşmasına katıldığım için çok şanslıydım. Onun, öğretimine çokça yaratıcılık katan, Türkiye'nin en derin ve ilham verici mürşidlerinden biri olduğu söyleniyor. Ben her zaman İslam geleneğine ait kadın âlime ne olduğunu merak etmişimdir. Peygamber (sav) zamanında hayran olunan pek çok kadın arasında, kadınlar tarihi açısından akademik zekasının eşsiz olduğu söylenen Peygamber’in (sav)  sevgili eşi Ayşe de vardı. Pek çoğu da bunu takip etmiştir. (Sufi Kadınlar: Camille Helminsky A Hidden Treasure). Ben, Camille Helminsky, Amine Wadud, Seemi Gazi ve Nur Artıran gibi zamanımımızın İslam geleneğine ait bir çok olağanüstü kadınını tanımıştım. Şimdi ise yeni bir tanesiyle; en yüksek kabiliyette bir öğretmeniyle tanışıyordum. 
 
Cemalnur’un konuşması beni derinden etkiledi. O öylesine kalpten kalbe konuştu ki, beni ağlattı. Son yıllarda İslam geleneğine ait birkaç büyük âlim ve mürşidin konuşmalarını dinlemiştim ama hiç biri beni Cemalnur‘un etkilediği gibi etkilemedi. Onunki gibi büyük  ışıldayan bir gülümsemeye sahip bir  kimseyi de tanımamıştım. O, hikaye anlatma yoluyla İslam'ın en derin manevi öğretilerini açtı. Hatta onlar benim çocuklarıma anlatabileceğim hikayelerdi. Sonunda Şems dönemi ve onun öğretilerinin bugünkü önemini ona sorduğumda, neredeyse ağlamak üzere şu cevabı verdi: “İnsan güneşe nasıl direk bakabilir? Mevlana’ya ihtiyacımız var.” Ve Bugünün; 3 Mayıs Pazar’ın manasınının Hızır’ın günü, manevi Baharın gelişi olduğunu açıklayarak  konuşmasına devam etti. Konuşması bittikten daha  sonra, ona bu soruyu sorduğum için memnun olduğunu söyledi.
 
Devenin bir niyeti vardır; devenin sürücüsünün de ayrı bir niyeti. Çay arasından sonra inanır mısınız bilmem ama abdest alırken ayak bileğimi kırdım ve sağ dizim de yerinden çıktı. Herşey bir anda sembolik hale geldi ve öyle görünüyordu ki her maddi şeyin bir de manevi manası vardı. Ambulans beni almaya geldiğinde Cemalnur bütün o insanlar içinde hemen en önde, son derece ilgili görünüyor ve bana şöyle diyordu: “Şems’i göreceksin, biz hepimiz seninle beraberiz, bu bir lütuf, göreceksin.”
 
Bir kaza başıma gelecektiyse, bundan daha güzel bir şekilde ortaya çıkamazdı. Çok kişi daha sonra olay hakkında yorum yaptı. Kimisi “bunu duyduğuma üzüldüm” dedi, ya da “ne aksilik” ya da “keşke...”dedi. Cemalnur, olayı böyle görmedi. Onun için bu, bir lütuftu ve o,  bundan emindi. Acı içinde olmama rağmen, hadiseden dolayı şükran ve Allah’ın iradesine teslim olmanın huzurunu duyuyorum. Hayatım hareketsiz hale gelse de, biliyorum ki, nerede olmam gerekiyorsa oradayım. Ayrıca, bir konuşmacı ya da âlimin dinleyicilerden biri için gösterdiği böylesine samimi bir alaka beni çok duygulandırdı. Böylesine dipdiri bir kalp ve şefkat dolu bir karakterle o, benim için yürüyen bir Kur’an.

Bu yazı Sakıp Safdar tarafından yazılmış ve  www.tarbeyah.wordpress.com sitesinde 6 Mayıs 2012 tarihinde yayınlanmıştır. 

Haber Grubu
Cemalnur Sargut'un ders, konferans ve televizyon programları ile ilgili duyuruların yapıldığı gruba katılmak için duyurucemalnurorg+subscribe@googlegroups.com adresine boş bir mail gönderebilirsiniz.